15 Nisan 2011 Cuma

19 Nisan'da şifreleri kıralım...

YGS sınavından bugüne şifreli bir yaşama adım attık adeta.

Şifreyle yatıp şifreyle kalkıyoruz.

Hani körfez depreminden sonra deprem uzmanı olmuştuk ya işte şimdi de şifre çözücü olduk toplu şekilde.

Mod-medyan bir yaşantı içerisinde tatmin olup gidiyoruz.

* * *


Sağlık alanında yaşananlar ise daha da korkunç…

Öyle ki ne modla ne medyanla açıklanamıyor yaşanan alçaklık…

Bir özel hastanede normal kiloda doğan çocuklar ailelerine yanlış bilgi verilerek, küveze yatırılıyor.

Aileye, çocuğunuz düşük ağırlıkta doğdu ve hastanede hatta küvezde, yoğun bakımda kalmak zorunda deniyor ve aylarca bu ortamlarda tutuluyor bebekler.

Bu sağlıklı bebeklerden bazıları enfeksiyon kapıp ölüyor ama ne gam.

Aynı hastanede ültrason yapılan kadına suyun bitmiş deniyor ve acilen çocuğun alınmaması durumunda, çocuğu kaybedeceksin…

Aile kabul ediyor sezeryanı ve daha doğuma bir ay varken çocuk annesinin karnından alınıyor.

Yani para için annelerin karınları deşiliyor…

* * *


Haberin ortaya çıkması ise bir hemşirenin tüm bu yaşananlara daha fazla dayanamaması ve vicdanın sesini dinleyerek olayı medyaya yansıtması…

Yoğun bakımda tutularak sosyal güvenlik kurumundan para almaya çalışan özel hastane denetimlerde bebekleri hemşire lojmanına gizliyor. Kimi yerlerde, kimi yatakların üzerinde onlarca bebek…

Gözümüzü kör edenler şimdide anaların karnındaki bebeklerden para kazanma uğraşında…

Bu kadar insafsız, bu kadar gözü dönmüşlük hangi insan olanın aklına gelir şaşmamak mümkün değil.

Olayı medyaya yansıtan hemşire ise ilk olarak darp ediliyor ve ardından tehdit edilerek korkutuluyor…

* * *


Patır patır dökülüyor sistemin cilaları.

Ne diyor şifre çözücü; şıklara bak en büyük şıkkın sağındaki doğru yanıt.

Neymiş mod-medyan…

Sağdan, sağdan…

Ne diyor karın deşen; suyun kalmadı, yat masaya deşelim karnını alalım çocuğunu, yatıralım kuvöze, yoğun bakıma alalım…

Para kazanalım…

Boşuna sağdan git para bulursun dememişler.

Sağdan, sağdan…

Para kazanmak ciddi iştir şakaya gelmez…

Gerekirse bir buçuk milyon gencin geleceği ile oynar yetmedi hamile kadınların karınlarını deşersin…

* * *


Bunca rezalete, dur diyecek bu şifreleri kıracak birileri var mıdır?

Bu kadar şifrenin, karın deşmenin, insafsızlığın bir panzehiri olmalı…

İşte burada devreye şifre kırıcılar giriyor.

İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi'ndeki sağlık emekçileri…

Geçen hafta şifreyi kırdılar…

Grevdeyiz dediler…

Ne zamana kadar?

Hak alınana kadar…

Rektörün her türlü hamlesini boşa çıkardılar kararlılıkla…

Ve şifre kırıldı…

* * *


Talepleri küçükten büyüğe sıralıyorsun, taleplerinin arkasına geçip kararlı davranıyorsun, hepsi bu…

19- 20 Nisan'da Tüm Sağlık Emekçileri SES ve Tabip Odası üyeleri, daha birçok sağlık örgütü ülke genelinde şifre kırma işine başlayacaklar.

Umutla…

İnançla…

Kararlıkla…

Mademki birileri şifre yazıyor hayatımıza dair, mademki birileri karnımızdaki bebeğe kadar göz dikebiliyor, gün o şifreleri kırma günüdür.

Tekrar hatırlatmak gerekirse; 19 Nisan günü işe gideceğiz, imza atmayacak, kart basmayacağız. Taleplerimizin arkasında “Çok SES Tek Yürek” olacağız.

Olmadı 20 Nisan'da da, olmadı sonrasında, sonrasında, sonrasında…

Şifreyi kırana kadar…

Sağlıcakla…

Hiç yorum yok: