13 Aralık 2012 Perşembe

Abur cubur eğitimi 2…


"Abur cubur eğitimi..." başlıklı yazım nedeniyle birçok kişiden, özellikle öğretmenlerden,  epey geri bildirim aldım.
O bildirimlerden kimi örnekler vererek konuyu tartışmayı sürdürelim istiyorum.
Bakın bir öğretmen arkadaşın mesajı:
" Bizim okulda 5.-6.-7.-8. sınıflar sabahçı, 4. sınıflar öğlenci. 1.-2.-3. sınıflar ise 10.55 de derse girip, 15.50 de çıkıyorlar. Benim sınıfımda 10.55 de derse giriyor. Sabah eşim ve kızımla saat sekiz gibi kahvaltı ediyoruz. Saat 10.55 de derse giriyoruz. Saat 15.50 ye kadar dersteyiz. Öğlen yemeği mecburen okulda yeniyor. Teneffüsler 10 dakika, bunun 7–8 dakikası dışarıda geçiyor. Bu sürede ne yenirse artık…”
Yedi sekiz dakikalık öğlen arası…
Ne kadar ironik değil mi?
Çocuklara beslenme dersinde bu öğretmenin şöyle dediğini düşünün: “Çocuklar yemeklerimizi hızlı hızlı yemeyelim. Lokmalarımızı yavaş yavaş ve uzun uzun çiğneyelim.”
O öğretmenin aklına, az önceki teneffüste, 5-6 dakikada yemek zorunda kaldığı öğlen yemeği gelsin.
Gelmez mi?
Gelir…
***
Bir başka öğretmende bu geri bildirime şu yorumu atmış: "Benim böyle bir uygulamadan haberim yoktu."
Bir uygulama ki öğretmenlerin dahi haberi yok.
Bir okul düşünün…
Sabahçılar var, tamam…
Öğlenciler de var, oda tamam…
Ya Allah aşkına, bu üçüncü gruba ne ad vereceğiz?
Sabah 10.55’te derse giriyor, 15.50’de çıkıyorlar.
Kuşlukta girip ikindide çık…
Ne diyelim?
Kuşlukçular mı?
***
Bir diğer öğretmenden gelen yorum:
“Ben 1. sınıfları okutuyorum. Aynı sınıfı 5. sınıflarla paylaşıyoruz. 5. sınıfların pazartesi günleri dersi geç bitiyor. Biz o gün 14.30 da derse girip, 19.20 de dersten çıkıyoruz. 1. Sınıf çocuğu eve gittiğinde neredeyse uyku saati geliyor. Diğer günlerde ise 13.15 de başlayan dersimiz saat 18.30 da bitiyor. Çocukların derslerde motive olmaları çok zor hele 4.,5. saatlerde çok zor oluyor ders işlemek. "
***
Bir okul 07.30 da ders başı yapıyor ve 6-7 hatta 8 saat ders yapıyor.
Eğer anne baba çalışıyorsa, çocuk saat 12.30 da eve geliyor ve akşama kadar tvnin, bilgisayarın başında…
Bir diğer çocuk öğlene kadar aynı durumda, ya geç yatıp geç kalkıyor yada erken kalkıp oda tvnin, bilgisayarın başına geçiyor.
Ya 66 aylık olup 19.20 ye kadar ders görmek zorunda kalan çocuk?
Öğleden sonra gir derse, akşam olunca çık, eve git, yemek ye yat!
***
Sabahçıların sorunları…
Öğlencilerin sorunları…
Şimdi birde kuşlukçular var hayatımızda…
Soru: “Sizin oğlan sabahçı mı, öğlenci mi?”
Cevap: “Kuşlukçu…”
***
Akşamları okulların dağılma saatleri okul önlerine gidin, karanlıkta çocukların çıkmasını bekleyen, yüzlerce veli göreceksiniz, sorun onlara “Memnun musunuz?” diye…
Bakın ne cevaplar alacaksınız.
Benim yazıya gelen yorumlardan anladığım.
Bu sitemden veliler memnun değil...
Öğretmenler memnun değil...
Çocuklar memnun değil...
E o halde sormak gerekmez mi: bu sistem kimin memnuniyetini hedefliyor?
Sağlıcakla…

Hiç yorum yok: