9 Ekim 2010 Cumartesi

ÇIĞLIK

Yolcular uçağa bindirilmek üzere otobüsle getirilirler. Tam uçağın yanına geldiklerinde başka bir araçtan kaptan pilot ve yardımcı pilotun indikleri görülür. Ancak kaptan pilotun elinde baston kolunda da üç nokta işareti vardır. Yardımcı pilotta bir köpek yardımıyla sağa sola çarpar halde ilerlemektedirler. Yolcular kaptan pilotun ve yardımcı pilotun kör olabileceğine inanamadıklarından bunun bir kamera şakası olduğunu düşünmektedirler. Her ne kadar şaka olduğunu düşünseler de ufaktan bir şüphe kalmıştır içlerinde. O yüzdende durumu takip etmektedirler. Uçağın hareketi ile birlikte bir heyecan kaplar yolcuları. Uçak hızlanarak pistte ilerlemektedir. Ancak kalkış için herhangi bir kıpırtı olmamaktadır. Uçak gittikçe hızlanmış pistin bittiği bölge görünmeye başlamıştır. Yolcuları bir heyecan dalgası sarmış ama herkes beklemeyi tercih etmiştir. Uçak hızlandıkça ve pistin bitmesine birkaç metre kala yolculardan biri dayanamayıp çığlığı basar. Çığlığın hemen ardından pilot uçağı kaldırır. Biraz sonra pilot kabininde kaptan pilot yardımcı pilota dönerek ?Bir gün çığlık atmakta gecikecekler hepimiz pisi pisine ölüp gideceğiz.?
Bu fıkrayı mail atan arkadaş olayı Cumhurbaşkanı seçimleri ve yapılan mitinglerle ilişkilendirmiş. Ben oldukça yerinde bulduğum bu benzetmeyi diğer alanlara da uyarlamak mümkün diye düşünüyorum.
Örneğin 23 Nisan günü yapılan Kuran okuma yarışması çığlığın etkisinden iptal edildi. Ama idari makamlar özellikle Milli eğitim bakanının savunması oldukça komik. Yarışma ile ilgili müdürlerin katılımı konusunda yazı yazıldığını söyleyen spikere yazıyı okuyor. ?Bakın efendim. Söz konusu yarışmaya katılın denmiyor. Şöyle yazmışlar. Okul müdürlerinin katılımı konusunda bilgilerinize rica ederim. Burada katılın demiyor bilgi veriyor.? Sayın milli eğitim bakanının idari yazışma dilini bilmemesi mümkün olmadığına göre bu savunmayı bizim bilmezliğimiz üzerine kuruyor olmalı. Çünkü idari yazışmalarda tamda bu ifade katılın demektir. Emir vermektir. Zaten hiçbir yazıda katılın emrediyorum denmez. ??katılım konusunda bilgilerinize rica ederim.? denir.
Bu çığlıklara örnek verilecek o kadar çok olay var ki. Birde duyulmayan çığlıklar var. Örneğin Genel Sağlık Sigortası ve Aile Hekimliği uygulaması konusunda neredeyse iki yıldan bu yana çığlık çığlığayız. Ama nafile duyan yok.
Genel Sağlık Sigortası ikinci sağlık vergisi anlamına gelir. Aile hekimliği uygulaması sağlığı özelleştirmek demektir. Sağlıkta özelleştirme paran kadar sağlık anlamına gelir. Sağlıkta özelleştirme ölüm demektir diyoruz. Adeta çığlık atıyoruz. Duyan yok.
Aksine bir Manisa milletvekili ?Müjdeler olsun Aile hekimliği geliyor.? diyebiliyor bir gazete beyanatında.
Sağlık örgütleri olarak ?Aile hekimliği aldatmacadır.? diyoruz. Ertesi günü pat ?Aile albümünüzde hekime yer açın.? diyor Sağlık Bakanlığı.
Yaşadıklarımız, pilot kabininde oturanların kör olup olmadıklarının belli olmadığı ancak sağır olma veya kulaklarını tıkamış olma ihtimallerinin yüksek olduğunu göstermektedir.
Bazen çığlıklarımızı duyar gibi olduklarında da anlamak istemediklerini hissediyoruz. Geçenlerde Aile hekimliği konulu bir panelin sağlık müdürlüğü tarafından düzenlendiğini ve her sendika ve odadan bir konuşmacının bu panele katıldıklarını yazmıştım. O panel de hemen her örgütün temsilcisi Aile hekimliği ile ilgili olumsuz görüş beyan ettiler. Sonra İl Sağlık Müdürünün tüm bu karşı çıkışların bilgi eksikliğinden kaynaklandığını düşündüğünü söyleyip işin içinden çıktığını gördük.
Halbuki sorun bilgi eksikliğinden değil bilgi kirliliğinden kaynaklanıyor. Yani bir tarafta sağlık bakanlığı Aile hekimliği ile herkese sağlık hizmeti sunulacağını ve sağlık hizmetinin ulaşılabilirliğinin artacağını söylüyor. Diğer yanda biz, aile hekimliği ile sadece parası olanlara sağlık hizmeti sunulacağını ve yine parası olanların sağlık hizmetine ulaşmakta zorluk çekmedikleri için bu durumlarında bir değişme olmayacağını iddia ediyoruz.
Bir tarafta sağlık bakanlığı herkesin doktoru olacak derken. Biz herkes bir doktorun insafına mahkum olacak diyoruz.
Tüm bu yaşananlar karşısında vatandaş ?du bakalım noolcek? durumda beklemekten başka yapacak bir şey bulamıyor.
Bizim çığlık atmaya ve pilot kabinini uyandırmaya çalışmaktan başka yapacak bir şeyimiz yok.
Son bir çığlık. ?AİLE HEKİMLİĞİ KANDIRMACADIR.?diyorum başkada bir şey demiyorum değerli okurlarım. Okumayanlara ve duymayanlara diyecek bir şeyimiz yok.
Sağlıcakla...

Not: Bu yazı 03.05.2007tarihinde Manisa Yarın Gazetesinde yayınlanmıştır.


Hiç yorum yok: