28 Nisan 2011 Perşembe

Saat onda Manolya’da…


İki gün sonra 1 Mayıs.
İşçinin, emekçinin bayramı…
Kendimi bildim bileli katılırım 1 Mayıs kutlamalarına.
1996 yılından bu yana da Manisa’dayım ve her sene ama istisnasız her sene Manisa’da 1 Mayıs’ın sıkıntısını duymuş, hissetmiş ve yaşamışımdır.
1996 yılından bu yana Manisa’da, benim bildiğim, sadece üç yıl 1 Mayıs kutlaması yapılabildi.
Ve ben 1 Mayıs kutlamalarının yapıldığı yıllar dahil, hep duydum bu sıkıntıyı içimde.
Çünkü 1 Mayıs kutlaması, hep KESK’in özverisi ile kotarılmaya çalışıldı.
Çünkü yapılan yıllarda hiçbir zaman bir işçi sendikası bu kutlamaya bırakın önderlik etmeyi ucundan bile tutmadı.
Çünkü yapılmayan yıllarda da KESK ve bağlı sendikaların basın açıklamaları ve eyleme gitmek üzere otobüs tutmaları dışında, en azından basına yansıyan, bir kıpırdanma olmadı.
Çünkü 1 Mayıs kim ne derse desin Manisa’da sahipsizdi.
***
1 Mayıs’ın tarihçesine baktığımızda ilk olarak karşımıza uzun çalışma sürelerine karşı koyma çıkar.
1880’li yılların başında ABD’de günlük 14-16 saatlik çalışma süreleri ve sefalet ücreti vardı.
İşte bu durum işçilerin mücadelesini doğurdu. (Bkz: Karşıtların birliği.)
1 Mayıs 1886'da yaklaşık 350 bin işçi greve çıkar ve tüm ülkede yaşam durur.
Ardından bir yığın mücadele, mücadele…
Öyle ki patronların anlaştığı sokak çeteleri işçilere saldırıyor ve işçiler ölüyor.
Grevci işçilerle sokak çeteleri arasında çıkan kavga sırasında, polisin işçilerin üzerine ateş açması sonucu 4 işçi yaşamını yitirir.
Olaylara neden olduğu iddia edilen 8 işçi hakkında idam istemiyle dava açılır ve karar verilir.
Sonuçta dört yiğit işçi Albert PERSONS, Adolph FISCHER, George ENGEL ve August SPIES, 1 Mayıs 1886 yılında 8 saatlik iş günü mücadelesinde önderlik yaptıkları için idam edilirler.
İdamlık Albert PERSONS’a özür dilemesi şartıyla affedileceği söylenir.
Mahkeme heyetine verdiği cevap; "Bütün dünya biliyor suçsuz olduğumu. Eğer asılırsam cani olduğumdan değil, emekçi olduğumdan asılacağım."
II. Enternasyonal 1889'da Paris'te düzenlenen kongrede, Amerikan işçilerinin mücadelesini desteklemek amacıyla dünya çapında gösteriler düzenler ve 1890'dan başlamak üzere 1 Mayıs'ı da, "Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü" olarak kabul etme kararı alır.
Tüm bu yaşananlardan sonra 8 saatlik işgünü kabul edilir ve 121 yıldır tüm dünya işçi ve emekçileri 1 Mayıs’ı bayram kabul eder, alanlara çıkarlar.
Bu yaşananlardan 121 yıl sonrası Manisa’sına bir göz atalım.
Manisa sanayisinde çalışan 50.000 civarı işçi. % 90’ı sendikasız. Asgari ücret veya asgari ücretin çok az üstünde çalışan on binler.
Çalışma süreleri 121 yıl öncesi gibi 12–14 saat.
Taşeronlaştırma yaygın.
İş güvencesi yok.
Yani gelecek ümidi olmayan, yoksul on binler…
İşte 8 saatlik işgünü kazanımından 121 yıl sonra Manisa…
Ve Manisa işçi kentinde sahipsiz 1 Mayıs…
Ve Manisa sanayisinde çalışan işçiler bu gün bu yaşadıkları yoksulluğun, uzun işgününün, sendikasızlığın, kısacası sahipsizliğin 1 Mayıs’a gösterilen ilgisizlikle koşut olduğundan bi haber…
Ve yine bize İzmir yolları…
1 Mayıs sabahı KESK Şubeler Platformu olarak saat 10.00 da Manolya meydanında basın açıklaması yapıp, saat 10.30 da Öğretmenevi önünden kalkacak otobüslerle İzmir’e gideceğiz.
Olmaz a, belki okuyan olursa diye; hala günde 12 saat çalışan Manisa’lı işçiler isterlerse İzmir’e gelmeyi, onlara ayıracak yerimiz her zaman olacaktır.
Sağlıcakla…

Hiç yorum yok: