9 Ekim 2010 Cumartesi

ZAPSUYU DERİN AKAR LE YAR SİNEMMİ SİNEMMİ?

Nedendir bilinmez bu ara dilimde bir türkü "Zapsu yu derin akar le, Yar sinemmi sinemmi" diye. Bir türlü vazgeçemiyorum bu türküden.
Yazının devamının da bu yukarıdaki paragraflarla bağlantısı yok. Nede olsa ülke yönetenlerde bir biriyle bağlantılı değil. Ben her hafta oturup yazının baŞına tüm yazının bir biriyle bağlantılı olmasına uğraŞırken. Hiç bağlantılı olmayan insanlar, bir bakıyorsun kendi gündemi ile ilgili bir takım büyük elçilerle temaslarda bulunurken, aniden özel gündemi olmadığı bağlantılı olduğu ortaya çıkıveriyor. "Zapsu yu derin akar le, Yar sinemmi sinemmi" diye bir türkü kaç gündür dilimde.
Sonra bir bakarsın bu yazının bundan sonraki kısmının diğer yazılanlarla bağlantısız olduğunu iddia eden biri çıkar bunları yazar. Benim bu yazılanlarla hiçbir bağlantım yok. Ben türkü söylüyorum kendi halimde"Zapsu yu derin akar le, Yar sinemi sinemi" diye.
****************
İsrailli çocuklar Lübnanlı çocukların üzerine atılacak füzelere el yazıları ile yazılar yazıyorlarmıŞ. Sonu "sevgiler" diye biten dilekler. Sevgiler, ölüm ve çocuklar gerçekten bağlantısız olması gerekirken. Aniden kuduzlaŞan bir saldırganlığın en son örneği halinde füzeler, mesajlı, sevgili Lübnan lı çocukların üzerine yağıyor. Sevginiz batsın.
Bi aralar gündemimizi oldukça meŞgul eden Aile hekimliği uygulamasına ne oldu diye merak edenler için yazıyorum. Aile hekimliği uygulamasından vazgeçilmedi. Sadece Manisa pilot uygulama dıŞı bırakıldı. Ama on ilde hala sertçe esen aile hekimliği rüzgarı kasıp kavuruyor.
Hükümet Düzce?de dünyada örneği az görülecek Şekilde baŞarısız oldu. Kenelere karŞı "Pantolonunuzun paçalarını çoraplarınızın içine koyun."diye öğüt veren. "Aile planlaması kavramından vazgeçtik, üreme sağlığı kavramını kullanıyoruz." Diyen altı çocuklu Sağlık Bakanı nedense Aile hekimliğinden hem vazgeçmiyor hem de baŞarısızlığını gizlemek için elinden geleni yapıyor. HoŞ aile hekimliği gibi çağdıŞı bir sistemin baŞarılı olma ihtimali zaten yoktur. Burada asıl eleŞtirdiğimiz uygulamaya çalıŞtığınız sistemi tam öğrenmeden sırf IMF istiyor diye uygulanmaya çalıŞılmasıdır.
Aile hekimliği ile ilgili pratisyen hekimlerin kursa tabi tutularak aile hekimi haline getirilmesi gibi sakat bir düŞünceye karŞı olduğumuzu açıklamıŞtık. Şöyle demiŞtik. "Üç yıl asistanlık yaparak aile hekimi olanlar varken, yirmi günlük eğitimle nasıl aile hekimi yetiŞtireceksiniz. Eğer yirmi günlük eğitimle aile hekimi olunabiliyorsa neden üç yıl eğitim veriyorsunuz?"
Biz bakanlığın bu düŞüncesine karŞı çıkarken eczacı olan bir milletvekilinden baŞka bir öneri geldi. Eczacıları kursa tabi tutalım "Aile hekimi olsunlar." Dedi. Ben Şahsen bu öneriyi sonuna kadar destekliyorum. Hatta bu öneriyi geniŞletmenin daha da yararlı olacağını düŞünüyorum. Bu önerilerden biri terzilerin kısa bir süre eğitime tabi tutularak genel cerrah olarak ülkeye kazandırılması. Diğeri sakatatçıların aynı yöntemle beyin cerrahı olmasına çalıŞılması Şeklindedir.
Sağlıcakla...


Not: Bu yazı 08.2006 tarihinde Manisa Yarın Gazetesinde yayınlanmıştır.


Hiç yorum yok: