9 Ekim 2010 Cumartesi

Rahat nefes almanın peynirle imtihanı

Gazeteler “Memur rahat bir nefes alacak” diyor.

Memurlara verilecek % 1.06 oranındaki ek zamdan bahsederken bu ifadeleri kullanıyorlar.

Eğitim Sen konuyu “Hükümet hemen her konuda olduğu gibi bu konuda da memurla dalga geçiyor” şeklinde özetlemiş.

Hükümetin dalga geçtiği tamamda, peki basın?

% 1.06 lık zamma; “Memur rahat bir nefes alacak” diyebiliyorlar.

Bu ifadeyi kullanan gazeteci söz konusu zamla devlet memurunun sadece 27 adet simit alabileceğini de biliyor mu acaba?

Eğer biliyor ve buna rağmen bu ifadeyi kullanıyorsa, ya nefes almak nedir bilmiyor ya da resmen dalga geçiyor.

Bugün ortalama devlet memuru maaşının 1300 TL olduğunu ve memurların yoksulluk sınırının 200 TL altında maaş aldıklarını bu gazetecilere nasıl duyurmalı?

***



Hükümet memurlara yapacağı zam oranını her yıl Ağustos ayında oynanan toplu görüşme orta oyunundan sonra kendisi belirliyor. Hatta geçen yıl toplu görüşme oyunu sürerken yapılacak zam oranı başbakan tarafından açıklanıverdi. Belli ki kendisi bile beklemeye gerek görmedi oynanan oyunun son bulmasını. Buna rağmen Kamu Sen ve Memur Sen devam ettiler Toplu görüşmeye.

***



Memurlara yapılacak zam gerçekleşen enflasyon sonucuna göre değil ön görülen enflasyona göre yapılıyor. Bilindiği gibi hükümet 2010 yılı için % 5 enflasyon öngörmüş ve memurlara da % 2.5 + % 2.5 zam yapacağını açıklamıştı.

Öylede yaptı. Ocak 2010 dan geçerli % 2.5 zam yapıldı, altı ay geçti birde bakıldı, öngörülen enflasyon hesabı tutmamış. Enflasyon % 1.06 fazla çıkıvermiş. Hükümet hiç memurunu enflasyona ezdirir mi?

Ezdirmedi % 1.06 zammı “müjde”leyiverdi. Basında baktı memurlar rahat bir nefes alacak, yaptı haberini.

***



Bu öngörülen enflasyon nasıl öngörülüyor? Öngörülen olmuş mu, olmamış mı nasıl biliniyor? İşte bu hesaplamaları da TUİK yani Türkiye İstatistik Kurumu yapıyor. Bu kurum 454 adet ürünü binlerce işyerinden aldığı fiyatlarla takip ediyor ve sonuçta ortalama bir enflasyon oranı çıkarıyor.

Fakat memurun anladığı enflasyonla TUİK in bahsettiği enflasyon aynı olmuyor, olamıyor. Çünkü TUİK enflasyon hesabı yaparken zengin, fakir ayrımı yapmıyor. Tüm ülkede tüketilen 454 kalem mal ve hizmetin tüketim miktarını ve artış oranlarını hesaplıyor ve sonuçta bir enflasyon hesabı çıkarıyor. Bu hesap teknik olarak doğru olmakla beraber bilimsel ve insani yaklaşım açısından yanlış oluyor.

Bir memur 1300 TL maaş alırken zaten yoksulluk sınırının altında bir gelire sahip ve enflasyon oranında bir zam alsa bile, geçim bakımından her geçen gün daha da kötüye gidiyor.

Şöyle açıklamaya çalışalım. 1000 TL maaş alan birisi 10 TL ye 1 kg peynir alsın, bu kişi peynire gelirinin % 1 ini vermiş olacaktır. Oysa 10.000 TL geliri olan biride 10 TL ye peynir alacağından, peynire gelirinin % 0.1 ini verecek ve aralarında asgari geçim şartları bakımından on katlık bir fark oluşacaktır. Bu durum zaten dolaylı vergilerle az gelirlinin aleyhine olan durumu daha da ağırlaştırmakta ve yoksul vatandaş ya peynir yemekten vazgeçecek veya vazgeçecektir.

Peynir yemekten vazgeçen kişi vazgeçmeyene göre daha sık hastalanacak ve sağlık giderleri artacaktır. Kabaca anlatmaya çalıştığım bu döngüye iktisat biliminde “Fakirliğin Kısırdöngüsü” Denir ki halk arasında da bu konu, tahmin edeceğiniz üzere, maytap geçmek, dalga geçmek, gülüp geçmek gibi isimlerle adlandırılır.

***



Şimdi bu yazıyı okuyan ve 1300 TL maaşı bile göremeyenler ise memurların kendilerinden daha çok maaş almalarına rağmen şikâyetçi olmalarından şikâyetçi olmaya kalkar ki bu oldukça yanlış bir yaklaşım olur.

Oysa memur maaşları yüksek olursa asgari ücret artar, esnafın satışı artar işte o vakit “Pazara çık.” Kampanyası gerçekten anlamlı hale gelir. Yani parası olmayana para harca, pazara çık demek saçmalığı ortadan kalkar. Parası olan dar gelirli peynir alır, yer ve daha az hastalanır. Ülke dışardan aldığı ilaca, medikal malzemeye para aktaracağına, mandıralarımıza para kazandırmış olur. Hayvancılık tükenme noktasına gelip de, ithal et getirmek durumunda kaldığımızda vahvahlanmayız.

***



Yazıyı toparlayacak olursak. Memura yapılan % 1.06 lık zam “memura rahat nefes” aldırmamıştır. Memur rahat nefes almadığına göre dar gelirlide, emeklide rahat nefes almayacak demektir. Yani ortada müjde diye bir şey yoktur.

***



Sonuç olarak memur sendikalarının önemli bir kısmı (Kamu Sen ve Memur Sen) gerçekten sendikacılık yapmaya başlamadığı sürece, memurlarda bu sendikalara üye olmaya devam ettiği sürece, peynir yemek pek mümkün gözükmemektedir.

Sağlıcakla...

http://www.sendika.org/yazi.php?yazi_no=31469


Hiç yorum yok: