8 Mart 2012 Perşembe

8 Mart deyince ne gelir aklınıza?


Dünya Kadınlar Günü… veya Dünya Emekçi Kadınlar Günü…
Nedir farkı?
Niye kimi 'emekçi' derken, bir diğeri özellikle kaçınır bu terimden?
Elbette bunun tarihsel bir açıklaması var ancak ben sıcağı sıcağına yaşanan bir kaç örnek vererek anlatmaya çalışacağım bunu.
...
Bakın bir kadın arkadaşın sosyal paylaşım sitesindeki duvarına yazdığı yorum aynen şöyle; “dünya kadınlar gününüzü kutlar ,bizlere hakettiğimiz değerleri verecek kişilerle yaşamamızı sağlayacak yıllar diliyorum.... Noktası virgülüne, tam tamına böyle yazmış.  
Ve bu yoruma o kadın arkadaşın kadın arkadaşı da şöyle bir yorumla katkıda bulunmuş;  “AMİN…”
...
Aynı gün KESK’in web sayfasında ise KESK Kadın Sekreteri Canan Çalağan’ın cezaevinden KESK üyesi tutuklu kadınlar adına yazdığı mektubu yayınlandı.
Canan Çalağan “Sevgili kız kardeşlerimiz, değerli mücadele arkadaşlarımız.” diye başladığı mektubuna “Örgütlü kadın iradesi ve kadın dayanışmasının gücüyle, tüm insanlık için daha yaşanır bir dünya kuracağız. Bir sabah, onlarca polisin annesini neden alıp götürdüğünü anlayaman çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakacağız.” diye bitiriyor ve hiçbir cezaevi duvarının hapsedemeyeceği bir ezgiyi mırıldanıyor oradan "Cesaret, cesaret, daha fazla cesaret! Kurtuluş mutlaka ellerimizde."
İki farklı açıdan iki farklı tutum ve algı düzeyi…
Edip Cansever Bazı durumların dili yoktur. Bazı durumların dili başka durumlardır.” der…
İşte bu iki farklı durumun yani ‘amin’ ile ‘cesaret’ in dili oturup konuşsa ortak tutum ortaya koyabilir mi?
Hayır… İkisi bir arada olmaz iki ayrı ‘durum’dur ve biri tercih edilecek, başka yol gözükmüyor.
Yani ya ‘amin’ diyeceğiz ya da ‘cesaret’…
2012 8 Mart’ında ‘cesaret’ diyenler geçen 8 Mart’lara göre daha bir çoğunluktaydı gibi geldi bana…
2012 8 Mart’ı Manisa’da bir dizi etkinlikle kutlandı. Kahvaltı, panel, yürüyüş, basın açıklaması ve KESK üyesi Kadınlarca Sahnelenen müthiş bir tiyatro..
“Umut” adını verdikleri oyunla çıktılar sahneye ve profesyonel bir oyun çıkardılar.
Önce “Umudumu kaybettim, umudumu gören varmı?” diye çıktılar bir bir… Sonra ötekileştirilen, dövülen, sömürülen, horlanan, ayıplanan kadınları sahnelediler…
En sonunda da “Umudu” gösterdiler bir çocuğun suretinde…
Sonrası alkış kıyamet…
Finalde de Grup Yorumdan “Beyaz gelinlik…” …hayat yeşilde, yeşil yosunda….
Bence h  a  r  i  k  a  y  d  ı…
Çıkarken gözüm tutuklu KESK üyelerinin resimlerinin olduğu pankarta takıldı…
Ve şöyle dedim; İşte bu tutuklu kadınlar, bu oyunu sahneleyen kadınlar, bu şiirleri okuyan kadınlar, bu cesareti mırıldanan dudaklar, bu kadınların açtığı yoldur ve  bu güzel gecenin bedeli ödenmiştir/ödeniyor…
O dokuma işçilerinin bedenleri ile alevlenen ateş yanıyor hala KESK’li kadınların yüreklerinde…
8 Mart Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun…
Cesaretle…

Hiç yorum yok: