27 Ağustos 2013 Salı

Manisa’nın 197 Gezi’cisi…

Gezi parkı eylemleri diye anılan eylemlerden birinde, Manolya meydanındayız. Kitle toplanmış ve birazdan yürüyüşe geçilecek. Polis memurlarından biri yanıma geliyor ve gayet nazik bir üslupla nereye yürüyeceğimizi soruyor. 
—Neden soruyorsunuz?
— Güvenliğinizi sağlayacağız. 
Mantıklı… 
Sonuçta bizler yani bu ülkenin vatandaşları bir olaya ilişkin fikrimizi açıklamak için orada toplanmış ve bir yürüyüş yapmak istemişiz. Bu ülkenin polisi de bizim yani vatandaşların güvenliğini sağlayacak.
***
Neredeyse bütün eylemler buna benzer bir atmosferde geçiyor. Biz toplanıyoruz, demokratik hakkımız olan gösterimizi yapıyoruz, poliste güvenliğimizi sağlıyor. Karşılıklı diyalog ve hoşgörü… Tam bir ileri demokrasi...
***
Ama işin iç yüzünün öyle olmadığı tam iki ay sonra anlaşılıyor. Eylemler bitiyor aradan iki ay geçtikten sonra bir soruşturma açıldığını öğreniyoruz. Aralarında benim de olduğum 197 kişi. Gerekçe kanunsuz gösteri ve yürüyüş…
***
Kanunsuz gösteri ve yürüyüş yapılmışsa, güvenlik sağlamak için orada bulunan polisin kitleyi uyarması gerekmez mi? Oysa geriye dönüp baktığımızda, yürüyüş ve gösterilerin hiç birinde polis tarafından yapılmış en ufak bir uyarı yok. 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri kanununu Madde 3 – Herkes, önceden izin almaksızın, bu Kanun hükümlerine göre silahsız ve saldırısız olarak kanunların suç saymadığı belirli amaçlarla toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir, diyor. 
Kanun serbest diyor, polis güvenlik almak için orada ve herhangi bir uyarıda bulunmuş değil.  
Ne olmuş kanunsuz yürüyüş. 
***
Basına yansıyan listede bende adımı gördüm ve çok şaşırdım. Yanlış anlaşılmasın listede adımın olmasına şaşırmadım, böyle bir listenin hazırlanmış olması beni şaşırttı. Çünkü hiçbir eylemde kanunsuz hiç bir şey yoktu.
Evet eylemlerde bizzat bulundum ve dedim ki; Gezi parkı eylemlerinde uygulanan orantısız polis şiddetini yanlış buluyorum. Ne deseydim. Oh iyi olmuş mu deseydim. 
5 kişi ölmüş, 11 kişi gözünü kaybetmiş, binlerce yaralı var. Bana ne mi deseydim?
Yapmayın…
Ali İsmail Korkmaz'ın gözleri o vakit nasıl bakardı yüzüme?
***
Gezi parkı eylemleri diye tabir edilen eylemlere milyonlarca kişi katıldı. Manisa'da da o 197 kişi dışında benim gördüğüm on binlerce insan vardı bu ve benzeri tepkileri ortaya koyan.
Sokağa çıkan, balkonunda tencere tava çalan, ışığını söndürüp yakan, alkışlayan, slogan atan on binlerce insan…
Hiç birinin elinde ne pala vardı ne kalas, nede herhangi bir silah. 
Hiç birinin kimseye saldırmayı bırakın yan gözle baktığına dahi şahit olmadım. 
***
Anayasaya yazacaksın, bu haktır diyeceksin. Uluslararası sözleşmelere imza atacaksın, orada da en doğal insan hakkıdır diyecek, evet diyeceksin. Gösterilerde güvenlik sağlayacak en önde polisleri yürüteceksin.
Sonra sokağa çıkana, fikrini ifade edene, barışçıl eylem yapana soruşturma açacaksın. 
Olmaz.  
Ben kendi adıma ve bütün katıldığım eylemler adına ortada işlenmiş bir suç göremedim. Avukatım da yok dedi. İfademi de öyle verdim. 
Sağlıcakla…


Hiç yorum yok: