Haksızlık önünde eğilmeyiniz, o zaman hakkınızla
birlikte şerefinizi de kaybedersiniz.(1)
Hayır diyor, geçemezsiniz.
Geçirtmem…
Hayır diyor, gidemezsiniz.
Yassak
ettim size Ankara’yı…
Benim
gücüm var, emrimde kolluk güçlerim var, tomalarım, panzerlerim, biber gazlarım,
coplarım...
...
Geçeriz
diyoruz…
Gideriz...
Biz KESK'iz…
22 yıllık
kamu emekçileri mücadele tarihimiz var, hakkımız var, seyahat özgürlüğümüz, insani haklarımız, sözümüz var…
Biz daha
önce çok geçtik bu yollardan, çok…
…
O gün
orada o panzerlerin önünde olmasaydık.
O gün
orada gece yarılarına kadar tomaların, panzerlerin, çevik kuvvet ekiplerinin
önünde durmamış olsaydık.
O gün
orada, o ateşin başında halay çekmemiş olsaydık, “KESK
üyeleri Ankara’ya gidemedi.” diyebilirdiniz.
…
Oysa öyle
olmadı. O günün saat 23.00 da önümüzü kesen panzerler, tomalar, çevik kuvvet
ekipleri bizi durduramadı. Biz oradan saniye saniye dağıldık KESK’lilerin
bekletildiği her alana…
…
Bir Konak’ta
saat kulesi önündeydik, sabaha kadar direndik ve her dakika daha da yaklaştık
Ankara’ya…
Sonra Diyarbakır’da,
Manisa’da, Antep’te, Aydın’da, Batman’da, Antalya’da, Siirt’te, Denizli’de,
İstanbul’da önümüzü kestiler, slogan attık, halaya durduk.
Samsun’da,
Kocaeli’nde gaza tazyikli suya direndik.
Ankara’da kanlar içinde kaldık, yaralandık…
Yoğun bakımdaydık binler olarak….
Kızılayda son kez, son kez, son kez ikaz
edildik, uyarıldık…
Bizde yolu
yok yürüyeceğiz dedik, uyardık…
Bütün
kimliklerimizden; öğretmenliğimizden, hemşireliğimizden, doktorluğumuzdan,
vergi memurluğumuzdan sıyrıldık.
KESK’li
olduk orada…
Her halayı
başka bir ilde çektik…
Erzurum başbarını,
Samsunda; Harmandalıyı Urfa’da; Göçmen Halayını Mardin’de…
…
Önümüzün
kesildiği her yer Ankaraydı…
Ve biz önümüzün
kesildiği her yerdeydik…
…
Sonra
ertesi günlerde de, bütün iller, o illerin alanları, her yer Kızılay oldu.
…
Onca
eyleme, protestoya, gaza, suya, copa rağmen yasa geçti, işte kutlama yemekleri
yeniyor, demeyin…
…
Öyle olmadı
çünkü…
O gün
gaza, copa, suya direnenler, tıpkı türkü söyler gibi; son sözü de söylediler
oralarda…
Dediler ki;
Türküleri yakanlar yasaları yapanlardan daha güçlüdür.
Yasalar
yapılır, tekrar yapılır, tekrar yapılır…
Unutulur
gider…
Ama
türküler hep söylenir, sonsuza dek…
O türküyü
söyleyen tek bir kişi kalıncaya dek…
…
Şimdi türkü
söyleyenlerle bir olmanın, hep bir ağızdan türkü yakmanın tam sırası, kamu
emekçilerinde sıra…
Onlara
düşen bir görev var…
Türkü
yakan, mücadele eden, halay çeken KESK’le bir olmak, birlik olmak zamanıdır.
Eski-yeni
hükumet sendikalarını buruşturup atmanın, yerine KESK’i koymanın günüdür.
Çağdaş,
yandaş, sırdaş sendikaların son kullanım tarihleri dolmuştur.
Tarihi dolanlar,
tarihin çöp sepetlerine atılmalı, yerine iki milyon kamu emekçisinin sesi KESK’i
ve bağlı sendikalarını almanın tam vaktidir, geldi, geçiyor.
Sağlıcakla…
(1)Hz.Ali
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder