29 Kasım 2012 Perşembe

Bütçenin zigon sehpa üzerindeki dengesi...

Akşam oldu ve ajansları izlemek için geçtiniz tvnin başına.
Avrupada yaşanan eylem ve çatışmalardan bahsediyor spiker ve şöyle diyor: "Hükümetin kemer sıkma politikaları halkı ayaklandırdı ve bakın bu görüntüler oluştu."
Görüntülere bakıyorsunuz, aman Allah'ım, her yan ateş, duman, felaket...
Hemen yandaki zigon sehpaya iki kere vuruyorsunuz elinizle...
Tık tık...
"Allah muhafaza, Avrupa cayır cayır... Bizim durum gene iyi."
***
Sonra bir merak alıyor sizi ve şöyle diyorsunuz: "Tamam Avrupa cayır cayır da bizim durumumuz ne?" 
İlk olarak kemer sıkma deyiminin anlamı ile başlayalım işe diyorsunuz. 
Öyle ya bizim kemerler sıkılı mı değil mi...
Bunun için geçiyorsunuz internetin başına ve prof googleye soruyorsunuz; "Kemer sıkma nedir?" diye...
Kemer sıkma... diyor... "Tutumlu davranmak. Açlığa susuzluğa katlanmak."
O halde Avrupa'daki hükümetler; "Tutumlu davranın, bütçede para yok." diyor ama halk bunu istemiyor. 
O nedenle de sokağa çıkıp eylem yapıyor, polisle çatışıyorlar. 
Peki bir soru daha soralım hani iflas etti denen Yunansitan'da asgari ücret ne düzeyde?
DİSK-AR'ın açıklaması; "Krizdeki Yunanistan'da asgari ücret Türkiye'den 2,5 kat fazla..."
Yani bizim işçiden 2,5 kat fazla ücret alan Yunan işçisi sokaktan eve gelmiyor, bizim işçi Alex'e yapılan haksızlığa dövünüyor öyle mi?
Zigon sehpaya bi daha bakıyorsunuz, gerimi alsam tık tıkları mı?
***
Yok canım hiç öyle şey olur mu?
Oranın bütçe dengeleri ile bizim ki bir mi?
Hemen aklına kötü şeyler getirme... 
Devam tık tıka...
Tamam bizim kendi içimizdeki dengemize bakalım. 
***
Hazır 2013 bütçesi görüşülüyorken oraya bakalım, elbet bir fikir verir.
Diyanete, 2011'de 3 milyar harcamışız, 2012 de 4 milyar, 2013 de ise 5 milyar harcamayı öngörüyor muşuz...  
Milli savunmaya, 14 milyar harcamışız 2011 de, 2012 de 16 milyara çıkmış, 2013 de ise 20 milyar harcayalım diyormuş büyükler... 
Gelelim sağlık bakanlığına...
Sağlığa 2011 de 16 milyar harcamışız, 2012 de 8 milyara düşürmüşüz, 2013 de ise 2 milyar falan harcasak yeter diyoruz. 
Sağlıktan kısarken diyanete ve askeri harcamalara kaynak aktarıyoruz.
Demek buymuş bizim iç dengemiz. 
Bir zigona bakıyoruz bir iç dengemize...
***
Acele etmeyelim birazda gelirlere bakalım, belki orada durum iyidir. 
Efendim devleti alimiz 2012 yılında 279 milyon gelir elde etmiş bunun 82 milyonu KDV den, 71 Milyonu ÖTV den, 39 Milyonu kurumlardan yani patronlardan...
Bütçeye işçiden, memurdan, yoksuldan, işsizden KDV ile ÖTV ile toplam 150 milyon gelir elde ederken patrondan 39 milyon almışız...
2013 de nasıl bir gelir elde etmeyi planlanıyor derseniz, 2013 de de kafa aynı...
KDV ve ÖTV den elde edilen gelirin % 17-18 artması planlanıyormuş. Ancak patronlardan elde edilecek gelirin ise artmasına gerek yokmuş, malum kriz var.  
Yani 2013 de işçiden, emekçiden, yoksuldan KDV+ÖTV üzerinden neredeyse 200 milyar elde etmeyi planlayan hükümet patrondan ise 39 milyara razı... 
Ya ben bu zigonu kırsam mı?
Zigonun ne suçu var?
Hem patron KDV-ÖTV ödemiyor mu?"
***
Bir örnekle bu soruya da cevap bulalım.  
Bir kamu çalışanı ve bir patron 30.000 TL ye bir araç alıyorlar. 
Patronun yıllık geliri 300.000 TL..
Kamu çalışanın ise, abartalım biraz, 30.000 TL... 
Aracın en kaba hesapla 10.000 TL si vergidir dersek. Patron gelirinin otuzda birini, kamu çalışanı ise üçte birini ÖTV ye yani bütçeye aktarmış oluyor. 
Yani KDV'de ÖTV'de gelire değil harcamaya baktığından adaletsiz. 
Zengini koruyor, işçiyi, emekçiyi eziyor.  
İşte bizim dengemiz.
Zigona vur zigona...
Tık tık...
Kim o?
Sağlıcakla...


Kaynak: KESK-AR

Hiç yorum yok: