22 Kasım 2012 Perşembe

Kadın, Yaşam, Eşitlik…


Manisa’da oldukça güzel şeyler oluyor.
Bunlardan bir tanesi de “Manisa Emekçi Kadın Platformu”nun varlığı ve çalışmaları.
Birçok dernek ve siyasi partinin bir araya gelerek oluşturduğu bir zeminde çalışıyor bu platform.
Güç birliği ile oldukça etkili işler yapıyorlar.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele günü çerçevesinde bu hafta oldukça yoğun bir programları da var.
Ben bu hafta, bu anlamda iki etkinliğe katıldım.
Biri SES’in düzenlediği kahvaltıydı ki harikaydı…
Orada çok fırsat olmadı ama yazı aracılığıyla, başta kadın sekreteri olmak üzere, SES kadın komisyonuna teşekkür etmek isterim. Hem katılım hem yapılan konuşmalar oldukça iyidi.
Bir diğer etkinlik ise geçen çarşamba günü Manisa Öğretmenevi konferans salonunda düzenlenen “Kadınlar Şiddeti Konuşuyor” başlıklı ve Eğitim Sen Genel Merkez Kadın Eğitimcisi Burcu Cengiz’in sunumuyla gerçekleşen “Toplumsal Cinsiyet, Şiddet ve İktidar İlişkileri” adlı sunumdu.
Zaten yazının konusu da o sunum ve sunumla ilgili izlenimlerim olacak.
Sunum izlenimlerime geçmeden önce Manisa Emekçi Kadın Platformunun önümüzdeki Pazar günü düzenleyeceği yürüyüş ve basın açıklamasının duyurusunu yapayım.
Yürüyüş Pazar günü saat 13.00 da Eğitim Sen önünden başlayacak. Buradan Manolya Meydanına yürünecek ve bir basın açılaması ile sonlandırılacak.
Ben orada olacağım… 
Eğer yazının buraya kadar olan kısmını okuduysanız ve daha önemli işinizde yoksa sizde gelin derim…
Gelelim yazımızın konusu sunuma.
Sunumu yapan Burcu Cengiz’i kutluyorum.
Oldukça başarılı bir sunumdu.
Kendi adıma çok öğretici buldum. Hatta belki daha söyleyeceği çok şey olmasına rağmen süre nedeniyle özet geçtiği yerler bile oldu.
Benim en fazla dikkat ettiğim yöne ise sunumun başında salondakilere: “Sunuma istediğiniz yerde, hatta beni keserek bile katkı yapabilirsiniz.” denmesiydi.
Eyvah, dedim.
Kötü olur bu kesmek işi…
Çünkü benim sunumlarda en korktuğum şey, kurgunun ve anlatış düzeninin bozulmasıdır.  
Ben daha çok; “Ben sunumumu bitireyim. Sonra soruları, katkıları alırız.” densin taraftarıyımdır.
Benim 'eyvah' tan hemen sonra katkılar gelmeye başladı ve ben işte haklı çıktım, dedim.
Dedim ama birde baktım, öyle olmadı.
Evet, bazen sıkan yorumlar, gereksiz uzun katkılar oldu ama daha önemlisi salon bütün sunumu ilgiyle izledi. Katıldı.
Burcu Cengiz oldukça mütevazi bir şekilde yorumlara kimi zaman müdahale ederek sunumunu bitirdi.
Ben çok beğendim.  
Ancak söylemeden edemeyeceğim.
Sunumun adı “Kadınlar Şiddeti Konuşuyor…” olduğu halde kimi erkekler aldılar sazı ellerine…
Ben şahsen bu noktada erkeklerin daha az konuşan, hatta mümkünse konuşmayan, dinleyen olması gerektiğinden yanayım.
Mümkün mü?
Geçen Çarşamba günü pek mümkün olmadı, ama kadınlar yine olgun davranıp kimseye olumsuz bir eleştiri getirmediler.
Kimi erkek arkadaşlar çoook uzun konuşsalar bile.
İşte  “Kadından anneliği çıkarırsanız geriye kutsal bir şey kalmaz!” diyenlere inat, kadınlar nerdeyse her şey olduklarını gösterdiler orada…
Hoşgörüyü… birarada barış içerisinde yaşama ve yaşatmanın dersini verdi kadınlar…
Sunumu kadınlar değil de spesifik bir konuyla alakalı olmak üzere erkekler düzenlemiş olsaydı, konu dışına çıkan bir yorumcuyu nasıl sert bir üslupla susturduklarına şahit olurduk…
Ben kadınların; başımızın tacı, çiçektirler, böcektirler vs gibi bir söyleme hoş bakmadıklarını, tek isteklerinin eşitlik olduğunu anladım…
Çok şey öğrendim, faydalandım…
Bu yazı aracılıyla Manisa Emekçi Kadın Platformuna önerim şu olacak, bir söyleşi düzenlensin, sadece erkeklerin katılımı da olabilir, kadınlar erkeklere hoşgörü, barış ve kardeşlik dersi versin.

Sağlıcakla…


















Hiç yorum yok: