28 Eylül 2012 Cuma

Sağlıkta bildiğiniz senaryo: Kan, gözyaşı, haksızlık, şiddet...


Bir süredir sağlıkçıların SES’i duyulmuyor.

Sokaklara dökülmüyorlar…

Basın açıklamaları azaldı…

Sağlıkçılar gündemden düştü…

* * *


Hakikatten neler oluyor sağlıkta, diyenlere işte havadisler:

Geçen hafta, Dikili Devlet Hastanesinde bir doktor bıçaklandı.

Bir cerrah tarafından ameliyat edilen hasta, iyileşmeyen ameliyat yarasından doktoru sorumlu tuttu ve şikâyet etti…

Şikâyet değerlendirildi ve doktorun kusurlu olmadığına karar verildi.

Ancak hasta bir türlü ikna olmadı ve sonunda doktoru bıçakladı.

Polis tarafından gözaltına alındı, mahkemeye sevk edildi ve tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Aynı hastanede çalışan ve henüz bıçaklanmayan bir doktor şöyle değerlendiriyor bu durumu;

“Saldırganı serbest bıraktılar. Yarım kalan işini tamamla der gibi… "

***


Yine geçen hafta, Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesinde bir hemşire hasta yakını tarafından darp edildi.

Eskilerin deyimiyle; Saçı başı yolundu…

Buna benzer olaylarda uygulanan prosedür işleme kondu ve “Hasta, evde tedavisine devam edilmek üzere” taburcu edildi.

Ancak darpçı hasta yakını, araya eş dost ve bilumum iktidar gücünü koydu ve hastasını aynı hastanenin aynı servisinin özel bir odasına terfi etti...

Darp edilen hemşire ve yakını olan çalışanlar bunu hastane önünde protesto ettiler.

***


Geçen hafta bir de asistan doktor öldü.

Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde görevli doktor, hastadan kan aldıktan sonra aynı iğneyi eline batırdı ve o hastanın kene ısırması nedeniyle enfekte olduğu öğrenildiğinde ise hasta da, asistan doktor da yaşamını yitirdi.

***


Geçen ay, İzmir Behçet Uz Çocuk hastalıkları hastanesinde kan alma biriminde bir hemşire bir bebekten kan almaya çalışıyordu ve bebeğin babasının saldırısına uğradı. Hemşire olaya ilişkin şunu dedi; “Zaten içeriye stresli girdiler. Kavga, karşılıklı konuşma, hiçbir şey olmadan bu saldırı gelişti. İnsanlar nasıl bu hale geldi. Niye bu kadar saldırganlar, bu tarafların düşünülmesi gerek”…

***


Yine geçen ay, Fatih Sultan Mehmet Devlet Hastanesi (İstanbul) Acil servisinde bir hasta kendisine geç müdahale edildiği gerekçesi ile bir erkek hemşireyi bıçakla yaraladı…

***


İstanbul’da bir hasta kendisinden şikayetçi oldukları gerekçesi ile 112 istasyonunu döner bıçağı ile bastı.

***


Bu kadar mı?

Elbette değil, bunlar kısa bir süre içerisinde olan ve basına yansıyan olaylar.

Bir de yansımayanlar var.

Örneğin Ruh Sağlığı Hastalıkları Hastanesinde bir psikiyatri hastası sandalye ile bir hemşireyi darp etti ama kimse duymadı bunu…

***


Sonra aynı hastanede bir polis memuru kendisine rapor vermeyen heyeti silahla tehdit etti.

Olay örtbas edilmek istendi ancak SES ve Manisa Tabip Odası konuyu basına ve savcılığa yansıtınca, soruşturma açıldı.

***


Birde saldırıya uğrayan sağlık çalışanlarının şikâyet ederek işleme koymadığı şiddet vakaları var ki bunların çoğu ise sözel şiddet…

***


Velhasıl sağlıkçılar cephesinde asayiş her zaman olduğu gibi berkemal değil. Olacak gibi de görünmüyor.

Sağlıcakla…

Hiç yorum yok: