12 Eylül 2013 Perşembe

Nasıl bir belediye?

Yerel seçimler yaklaşıyor. 
Bunu nereden anlıyoruz?
Aday adaylarının her geçen gün çoğalmasından…
Aslında biz bu seçimlere, bir çeşit, zenginlerin seçilme yarışıdır da diyebiliriz.
Peki, bunu nereden anlıyoruz?
Çok basit, aday adaylarının hepsi zenginde ondan…
Geçen yazıda yazmıştım.  Aday adaylarının hiç biri asgari ücretli, memur, işçi, ev kadını (hatta kadın), özürlü veya işsiz biri değil.
Neden?
Çünkü fırsat eşitliği yok.
Fırsat eşitliği olmayan yerde en başta eşitlik olmaz. Eşitlik yoksa adalet yok demektir. Adaletin olmadığı yer meşru olamaz.
Demek ki bizdeki haliyle uygulanan seçim siteminin en büyük handikabı meşruiyet sorunudur.
Bu meşruiyet konusunu da bir başka yazıya havale ederek gelelim geçen yazıdan bahsedeceğimi duyurduğum,  nasıl bir belediye sorusuna…
...
Efendim bence bir belediyenin en başta, vazgeçilmez ve ertelenemez ilkeleri olmalı.
Bunları beş madde ile ele alacak olursak.
1.   Öncelikle belediyenin çevreye saygısı olmalı.  Çevreye saygılı olmayan bir belediye, doğanın bu kadar kirletildiği, şehirlerin adeta beton yığınına döndüğü bir ortamda hiçbir şeyi başaramaz.
2.   Belediye katılımcılığı esas almalı. Bunun mekanizmaları yaratılmalı ve atılacak her adımda yurttaşın bilgisine, fikrine başvurulmalı. Bu mekanizmalar; mahalle meclisleri, kent konseyleri vs. adına ne dersek diyelim ama gerçek anlamda işlerliği olan kurumlar olmalı.
3.   Belediye farklılıklara saygılı olmalı. Hizmet ederken; sağcı, solcu; şu ırktan, bu ırktan; şu mezhepten, bu mezhepten; cinsel tercihi şu veya bu dememeli, hizmeti tüm yurttaşlara eşit ulaşacak şekilde ikame edebilmeli.
4.   Belediye sadakacı değil, dayanışmacı olmalı. Kişinin sorununa eğilip, gerçekçi çözümler üretebilmeli. Yurttaşlara sadaka değil hakkını vermeli.  Kömür, makarna dağıtmamalı. İhtiyacı olana onu rencide etmeden, boynunu bükmeden, reklam malzemesi etmeden; şu partiye üye olacaksın, şu görüşe yakın duracaksın şartı koşmadan ulaşabilmeli belediye.
5.   Belediye Kamucu olmalı. Şirketlerin değil halkın olmalı. A firması para kazansın diye çalışanları taşeron şirketlere emanet etmemeli. Belediyenin arsa ve taşınmazlarını, ona buna; eşe, dosta dağıtılacak bayram şekeri gibi görmemeli. Halk için, halkın yararına kullanmalı.
Şimdi diyeceksiniz ki bu mevcut adaylarla bu mümkün mü?
Cevabı siz verin…
Sağlıcakla…

Hiç yorum yok: