9 Ekim 2010 Cumartesi

ETKİLİ ALDIRMAZLIK

Ana haber bültenlerinde allayıp pullayarak verdikleri haberlere bakarımsınız. Ne diyorlar? “IMF nin çıkmasında ısrar ettiği yasa tasarıları meclis gündemine geldi. Emeklilik yaŞı 65 e iniyor.” Yahu emeklilik yaŞı 65 in üzerinde değil ki 65 e insin. Hükümet emeklilik yaŞını kademeli olarak 68 e çıkarmayı planlıyordu bu tasarısını 65 e düŞürdü. Yani emeklilik yaŞını yükseltiyorlar ama 68 e değil de 65 e. Bunun adına ölümü gösterip sıtmaya razı etmek derler. Ne diyor sayın BaŞbakan emeklilik yaŞının 2035 te 65 olmasını planlıyorlarmıŞ. Yani Şu anda emeklilik yaŞı artmıyormuŞ. Peki 2035 te bu ülkede bizler, bizlerin çocukları yaŞamayacak mıyız? Yani demek istiyor ki daha yumurta kapıya gelmedi. Bunun dıŞında yukarıda yazdığım, KESK, DİSK, TTB, TMMOBB’un belirttiği olumsuzluklara ne diyeceksiniz? Kem küm… .
YaklaŞık iki yıldır gündemimizde olan Genel Sağlık Sigortası ve Sosyal Sigortalar yasa tasarıları ile ilgili bir çok çalıŞma yaptık. Basın açıklamaları, iŞ bırakma, referandum bunlardan bir kaçı. Bu çalıŞmaları birkaç kelime ile ifade etmek yapılan çalıŞmalara da haksızlık olacağından Şöyle düzeltmek istiyorum. Çok ama çok çalıŞtık. Hatta son referandum çalıŞmasında Manisa’da 42 bin Türkiye genelinde ise 2 milyonun üzerinde hayır oyu çıktı. Yani daha açık ifade etmek gerekirse halkımızın oylamaya katılanlarının % 99 u Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası yasa tasarısına hayır dedi. Bu durumda milletin vekillerinin bu hayırları dikkate almaları gerekmez mi?
Sayın Ecevit’in BaŞbakan olduğu yıllarda “Kahrolsun IMF” diye sloganlar attık. IMF yi istemediğimizi söyledik. Hükümet bu kuruluŞla anlaŞmalar yaptı, borçlar aldı, taahhütlerde bulundu, bu taahhütlere uygun yasalar çıkardı. Sonra bir kriz patladı. Hemde Cumhuriyet tarihinin en büyük krizi. Sayın Ecevit’ in o dönemdeki açıklaması hala kulaklarımda. “IMF nin yüzünden oldu.” Bir beyin dumuruna uğradım. Acaba dedim yıllardır IMF ile kendileri anlaŞmıyor muydu?
Bu yasa tasarıları dıŞında birde liselerde yaŞanan Şiddet olayları gündemimize düŞtü. Liselerde yaŞanan Şiddet olayları son günlerde ortaya çıkmadı. Uzun süredir burnumuzun ucundaydı da biz göremiyorduk. O kadar meŞguldük ki meŞguliyetimiz hemen her konuda olduğu gibi bu konuda da anlamamızı algılamamamızı engelledi. HoŞ meŞgul dükte ne oldu alın iŞte Aliye baŞkasının kocasıyla yakalandı. Kafamız iyiden iye karıŞtı acaba Aliye bir dizi kahramanıydı da biz mi fazla gerçek bulduk. O günlerde bir gazete karikatürü çok hoŞuma gitmiŞti. Adam kızını kucağına almıŞ soruyor. “Söyle bakalım kızım büyüyünce ne olucan?” Kızın cevabı harika “Aliye gibi mağdur görünüp, Sanem ÇELİK gibi çatır çatır yaŞıyacam.”
İŞte liselerde yaŞanan olaylarla ilgili Buse Eylem UNCU’nun hazırladığı “Merhaba Liselim” adlı yazı dizisi daha önce hazırladığı yazı dizileri bu konuda fazla lafa gerek yok. Kalemine sağlık demek yeter.
İŞte Hakan BAKIR yıllardır yazıyor. Eğitim sorunu diyor. Yıllar önce Sayın Mustafa PALA’nın düzenlediği “Manisa DüŞünce Atölyesi” toplantılarında tanımıŞtım kendisini. “Manisa’nın en büyük sorunu eğitim” demiŞti. “On yıl sonra çocuklarınızı gönderecek lise bulamayacaksınız.” DemiŞti. Bu söyledikleri kendimde dahil hakkını vererek ele alabildiğimiz, yeterli özeni gösterdiğimiz konular değildi. Bu gün ne oldu? Bu ön görüler gerçek oldu ve o söylenenleri hala dikkate alan bir yetkili yok. Varsa ben görmedim.
İŞte Kemal ÇAMLIOğLU onunda söylemekten bıkmayan ama içten içe kırılan halini görmek lazım. Yine Buse Eylem UNCU’nun hazırladığı sokak çocukları ile ilgili “Ay Şahit” adlı yazı dizisini konuŞuyorduk. Şöyle dediğini hatırlıyorum. “Sokak çocukları evlerimizde bilgisayarlarının baŞında, yalnız.” O cümleyi duyunca oğlum aklıma geldi. Yıllardır verdiği eğitimler, sunumlar… Ona bu konuda bir ödül yada taktir verildiğini duymadım. HoŞ beklemiyordur ya neyse.
Çocuk eğitiminde etkin aldırmazlık diye bir konudan bahsedilir. Denir ki çocuğunuzun bir konuda ısrar etmesine, ağlamasına bu yöntemle karŞı koyun. Ona istediğinin olmayacağını anlatın ondan sonra kendini yırtsa da, ağlasa da aldırmayın. O ısrarının yararı olmayacağını anlayacak ve susacaktır. Ne dersiniz, etkin olmasa da bir ektili aldırmazlık durumu ile karŞı karŞıya değimliyiz?
Sağlıcakla…

Not: Bu yazı 13.04.2006 tarihinde Manisa Yarın Gazetesinde yayınlanmıştır.




Hiç yorum yok: