27 Ekim 2010 Çarşamba

2011 bütçe oyunları ve kesinleşen memur maaş zamları

Geçen hafta Maliye Bakanı Mehmet Şimşek 2011 bütçesini açıkladı ve arada 2011 memur maaş zamlarını da açıklamayı ihmal etmedi.

Kimi yayın kuruluşları “Memur maaş zamları kesinleşti” diye servis etmiş bu haberi.

Ne maliye bakanının zam oranlarını açıklaması ne de medyanın bunu kesinleşmiş zam oranları olarak haberleştirmesi şaşırtmadı beni.

Uzun zamandan beri memur maaş zamları dâhil birçok konunun bütçe yapılırken belirlendiğini herkes biliyor.

Bu nedenle KESK, bütçeye dönük eylemler yapıyor, toplu görüşmeler için “orta oyunu” deyimini kullanıyordu.

Hatta bu konuyla ilgili “Geleneksel 15 Ağustos Memur Tiyatrosu” başlıklı bir yazı yazdığımı dahi hatırlıyorum.

Ne diyorduk?

Toplu görüşmeler, memuru oyalamak için sahneye konan bir tiyatro oyunundan farksızdır. Bu oynanan oyunun figüranı olmayacağız.

Eski bir söz vardır; “Bizans’ta oyun bitmez” diye, bunu “Osmanlıda oyun bitmez” diye kullananlar da var.

Yani şimdiki zamana uyarlayacak olursak “Hükümette oyun bitmez.” Bitmedi de.

Artık toplu görüşmelerin bir anlam ifade etmediği, bunun bir oyun olduğu memurlar tarafından iyice anlaşıldı. O halde yeni oyun devreye sokalım dendi ve Anayasa değişikliği paketinin içine memura “Toplu Sözleşme Hakkı” ilave edildi.

Grevsiz toplu sözleşme…

Hem de sonucunu yargıya taşıyamayacağımız bir toplu sözleşme… Tıbbi deyimi ile ifade edecek olursak; "Ölü doğum."

İşte bu ölü doğumla ilgili olarak memur konfederasyonlarının en yetkilisi Memur Sen tereddütsüz "Evet" dedi. Ve bu oyunu kâfi gördüğünü ifade etti. Şaşırmadık.

2001 de Toplu Görüşme hakkı verilirken “yetmez ama evet” diyen Kamu Sen bu sefer “hapı” yutmadı ama referanduma “Hayır” diyemedi. Eveledi geveledi durdu. Şaşırmadık.

KESK’in ise belki de tarihinde ilk defa kafası karıştı. Ne diyeceğini bilemedi. KESK Genel Başkanının "Toplu görüşmeleri referandum sonrasına erteleyelim" ifadesinden yola çıkarak gol atmaya çalışan hükümetin karşı atağını toparlama derdi, 12 Eylül’le hesaplaşma, darbelere karşı olma vb gibi gerçekte içi boş argümanlar vs derken tavrını açık etmedi. Şaşırdık.

Geçen hafta yani 12 Eylül referandumunun tozu dumanı arasında daha Toplu Sözleşme Hakkı verilmesinin üzerinden 33 gün geçmişken, Mehmet Şimşek 2011 bütçesini açıkladı.

33,5 milyarlık bütçe açığı öngörülen ama içeriği itibariyle sermayeden, ranttan yana... Halktan, emekçiden, yoksuldan uzak olan 2011 bütçesi.

İşte o bütçeyi bağladı ve meclise gönderdi sayın maliye bakanı.

Tüm bunlar olurken memur maaş zamlarını da açıkladı hazret, % 4 + 4…

Şimdi memur sendikaları dönüp şu soruyu soracaklar mı kendilerine; Ne oldu bizim toplu sözleşmeye?

2011 yılı toplu sözleşmesi ne zaman yapıldı da bütçe bağlandı?

Dedik ya oyun içinde oyun.

Daha biz bir oyunu deşifre ettik emekçilere anlattık derken ikinci, üçüncü oyun sahneye konuyor bile. Bizim anlatma hızımız hükümetin oyun sahneleme hızına yetişmez biliyoruz ama bakın bir oyundan daha bahsedelim konu bütçeden açılmışken.

Bütçe gelirleri belirlenirken vatandaştan gelirine göre vergi alınması öngörülüyor ve her ne kadar adil bir belirleme değilse de, vergi ödeme oranları belirleniyor. Örneğin 2006 bütçesinde 7000 TL ye kadar geliri olanların % 15 vergi ödeyeceği, daha üst rakamlarda bu oranın % 20, 25,30 vb şeklinde artacağı yazılmış ve bu durum bir tablo ile sunulmuş.

Gelelim oyuna; 2006 yılı en düşük memur maaşı ortalama 750 TL, 2010 yılı en düşük memur maaşı ise 1254 TL. Yani 2006 ila 2010 arası memur maaşları % 66 artmış.

Öte yandan 2006 yılı bütçesindeki vergi dilimlerine göre % 15 lik vergi dilimi 7000 TL… 2010 da ise bu rakam 8800 TL yani artış oranı % 25…

Bu ne demek?

Bir memur 1254 TL gelir elde ettiğinde Temmuz ayında vergi dilimi % 5 artacak ve Temmuzda % 4 zam alsa dahi geliri % 1 azalmış olacak.

Oysa vergi dilimi de % 66 arttırılmış olsa idi vergi dilimi 11600 TL civarında olacaktı. Yani aynı memur temmuzda değil ekim ayında % 5 lik vergi dilimi içerisinde yer alacak böylelikle 200 TL daha az vergi ödeyecekti.

Hani memurlar vergi vermiyor diyenlere ne kadar zihin açıcı oldu bilmiyorum ama bu durumu Sayın Maliye Bakanının bilmemesi pek inandırıcı olmasa gerek.

Sağlıcakla…

http://www.sendika.org/yazi.php?yazi_no=33469

Hiç yorum yok: