29 Eylül 2011 Perşembe

Ülkemin Bütün Ustaları; 8 Ekim'de Ankara'ya...

Kahve falımda çıkmadı ama biliyorum, yedi ekimde yola çıkacağım.

Sendikamla Ankara’ya...

Sekiz Ekim günü KESK, TTB, TMMOB ve DİSK’in ortaklaşa düzenlediği mitinge katılmak için.

Gerçi düzenleyici örgütler buna miting demiyorlar "Emekçilerin, Ezilenlerin Sokak Meclisi"ni kurmak için Ankara’dayız.” Diyorlar. Olsun, başım gözüm üstüne...

Öyle ya da böyle yol göründü. Hem emekçi hem ezilen olarak bende meclisin kuruluşunda bulunacağım.

KESK ve bağlı sendikaların merkez yöneticileri illeri dolaşıyor “8 Ekim”i anlatıyorlar. Neden böyle bir meclisi kurmak gerektiğini, hükümetin usta(!)laşmasından bahisle, bilince çıkarmaya uğraşıyorlar…

Gerçektende usta(!)laştı hükümet, eskiden kanunlar çıkarmak için meclisi kullanıyordu. Kanun görüşmeleri sürerken hareketleniyordu muhalefet ve çok olmasa da, geri çekmek zorunda bile kalıyordu kimi yasa taslaklarını…

Şimdi öyle mi?

Çıkarıyor Kanun Hükmünde Kararnameyi, bir bayram arifesinde dahi, halledebiliyor Kamu Hastane Birlikleri Yasasını.

Milletvekilleri de illerde basına kahvaltılar vererek, çıkan Kanun Hükmünde Kararnamenin, nasıl güzel(!) hükümler içerdiğini anlatıyorlar…

Dedik ya usta(!)laştılar… dediler ya usta(!)laştık diye…



Hükümet cephesi usta(!)laştı, tamam, peki biz?

Biz ustalaştık mı?

Ben bu konuda hiç ama hiç kötümser değilim. Bu birikimin ve azmin bu dört örgütte olduğuna gönülden inanıyorum.

Bunu 13 Mart beyaz eylemlerinden biliyorum.

Bunu tarihlerini, sayılarını ve isimlerini dahi unuttuğum onlarca eylemden, basın açıklamasından, mitingden, grevden biliyorum.

Her şeyin kötüye gittiği sokağın tenhalaşmaya başladığı, tüm umutların tükendiği zannedilen anda "Emekçilerin, Ezilenlerin Sokak Meclisi"ni kurmak için Ankara’dayız.” Diyen;

Kamu Emekçilerin tek gerçek SES’i KESK’ten,

On yılların Devrimci geleneği ile yoğrulan, işçilerin temsilcisi DİSK’ten,

Onurlu Mimar ve Mühendislerin yılmayan örgütü, mücadeleci TMMOB’tan,

Sağlık alanında hala “Herkese Eşit, Ücretsiz, Ulaşılabilir Sağlık.” diyen ve ülkenin yüz akı TTB’den biliyorum.

Bu örgütler bu eylemle bir şey daha söylüyorlar; bu meclisin oluşumu bir başlangıç.

Mücadelenin ilk adımı, arkasından gelecek olanın fırtına mı yoksa küçük bir esinti mi olacağını da o meclise katılanların iradesi belirleyecek...

Yani 8 Ekim'de, meclis toplandığında kürsüden "hoşgeldin" denecek ve o iradeyi gösterip göstermeyeceğimiz sorulacak... Mücadele azmimiz sorulacak. YÜRÜYELİM Mİ? denecek...




Ben o gün kürsüye Nazım Usta'dan şu mısralarla SES'leneceğim; Biz bıraktığın gibiyiz. Ustalaştık biraz daha taşı kırmakta, dostu düşmandan ayırmakta… Dinleyip diyecek çok. Fakat uzun söze vaktimiz yok. YÜRÜYELİM…



Sağlıcakla...



Not: ÇAğrı metni için; http://www.kesk.org.tr/node/711 adresine bakılabilir...

Hiç yorum yok: