23 Kasım 2011 Çarşamba

SGK’ya sordum “Kalın-Lan-D” dedi.


İkibindokuz yılı mart ayı idi.

Zamanın maliye bakanı Kemal Unakıtan hastalanmış ve by-pass ameliyatı gerekmişti.

Aynı günlerde Unakıtan ailesi içinde bir tartışma başlamış ve Türkiye mi, ABD Cleveland mı deyi kara kara düşünmüşler idi.

Sayın maliye bakanının eşi, işin içinden çıkamayınca “Rabbine sormuş” Rabbi de "ABD Cleveland" demiş ve konu çözülmüştü.

Hikâyenin bundan sonrasını hatırlatmaya lüzum yok ameliyat başarılı geçmiş ve Sayın Unakıtan sağ salim dönüvermişti aramıza…

...

O günlerin maliye bakanının da içinde olduğu ve halen devam eden sağlıkta dönüşüm programı epey yol aldı ve bu günlerde final sahneleri kapalı gişe... Öyle ki şimdiler de hükümet kanun çıkarmayla bile uğraşmıyor Kanun Hükmünde Kararnameler marifetiyle reformlara gark ediyorlar biz sevgili kullarını.



Ne olacak?



Eğer, bir kaç kez olduğu gibi, ertelenmezse 2012 yılı Ocak ayında büyük yeniliklerle(!) ve müjdelerle(!), son sahnesi oynanacak ve bizler sonu kavuşamamak olan, hüzünlü bir aşk filminden çıkan kişiler gibi dolaşacağız hastane koridorlarında...



Yani sağlıkta dönüşümün gerçek yüzü ortaya çıkacak.



İnsanlar bunca dolaylı- dolaysız vergiye rağmen Genel Sağlık Sigortası (GSS) çatısı altına giremeyecek ve GSS vergisi ödemek zorunda kalacak. On milyon yeşil kartlı bir anda dört milyona düşecek.

Hastaneler Kamu Hastaneler Birliğine devrolacak; ticarethaneleşecek ve sınıflandırılacak.



A grubu hastaneler, B grubu, C, D ve en sonunda da E grubu hastaneler olacak.

Her hastanenin, aynı otellerin yıldızları gibi, kaliteleri olacak...

A grubu hastanelerde en kaliteli hizmetler en iyi ekiple sunulurken E grubu hastanelerde hastalara "E...e...e.e" denerek tedavi imkânı sağlanacak...

Birinci basamak sağlık kuruluşları yani aile hekimlerine gitmek parayla, 3 TL şimdilik, ayrılmak ise sevkle mümkün olacak. Aile hekimi sevk ederse bir üst kuruluşa yani hastaneye gidilebilecek.



Öyle; "Doktorum ben Rabbime sordum A grubu hastane dedi..." sözleri fazla itibar görmeyecek. Çünkü aile doktoru da sevk oranları arttıkça parasal kayba uğrayacağından pek hevesli olmayacak sizi, E grubu da olsa bir hastaneye sevk etmek için...

Oda "SGK'ya sordum kalın-land dedi." diyiverecek.



Diyelim aile doktorunun muayene kuyruğu ve SGK sı üstelik 3 lira verilerek aşıldı. O vakit hemen hastane katkı payı hışırdayacak, 8 TL şimdilik...

Oda mühim değil, “Her şeyin başı sağlık.” derseniz eczanede ilaç katkı payı, ödeme dışı ilaç vb. konular gündeme getirilecek.



“Yurttaşımız cevvaldir.” tüm bu engelleri aşar derseniz o vakit SGK yıl sonunda bakacak; "Yurttaş cevval çıktı. Her şeye rağmen sağlık hizmeti alabildi ve sağlık giderleri arttı. O zaman GSS primini arttıralım ki zarar etmeyelim.” diyecek veya Temel Teminat Paketinin(TTP) içeriğini daraltacak.



TTP ne ola ki diyenlere açıklayalım. SGK'nın belirlediği ve minimum GSS primi karşılığında alabileceğiniz sağlık hizmetlerini kapsar. Tıpkı araçlara yapılan zorunlu trafik sigortası gibi...



Vatandaş araçları için ne yapıyor? Zorunlu trafik sigortası yanında kasko da yaptırıyor. Neden? Tüm kazalarda güvenceli olabilmek için.

İşte sağlıkta da bu TTP'nin kapsamı daraldıkça vatandaş özel sigorta kuruluşlarına yönelecek.

Yetecek mi?

Göreceğiz.

İsterseniz bu akşam uyurken de olsa Rabbimize soralım.

Sağlıcakla...

Hiç yorum yok: