11 Nisan 2012 Çarşamba

Muhteşem Yüksel



Bilim dünyası bir kez daha sarsıldı. Üniversite kürsülerini, konseyleri sarsan müthiş açıklama sanılanın aksine bir bilim insanından değil bir sendika başkanından geldi.
O muhteşem insan Yüksel Ülker, Manisa Memur Sen İl Temsilcisi ve büyük bilimsel açıklaması: “Davulda çok ses çıkarır ama içi boştur.”
Bundan sonra kim ne derse desin boş.
İşte bu büyük dahinin bu açıklaması bilim insanlarını ve bilimum zevatı ve dahi beni dehşete düşürdü. 
Hemen koşup bir davul aldım ve açıp baktım içi boş…
Dedim ya, ne desem boş artık.
Artık yapılacak tek şey sayın Yüksel Ülker’i tebrik etmek, göklere çıkarmaktır. 
Sayın Yüksel Ülker bu açıklamayı Salihli Devlet Hastanesi önünde yapmış.
Bakın ne demiş o müthiş tespiti yapmadan önce:
 “Sağlık-Sen yetkili olduğu ilk günden itibaren sergilediği her türlü ideolojiden uzak…” işte bu cümle gerçek bir deha… “her tür ideolojiden uzak…” cümlesini ancak ve ancak bir büyük başkan veya ideolojinin kelime anlamını bilmeyen biri sarf edebilirdi, netekim öyle oldu, Yüksel Ülker sarf etti.
Şimdi koskoca sendika başkanı ‘ideoloji’nin kelime anlamını bilmiyor diyemeyiz, o halde bu deha önünde eğileceğiz, başka yolu yok.
“… hizmet sendikacılığı anlayışı ile sağlık çalışanlarının yıllarca çözülemeyen ve adeta bir kangren haline gelen sorunlarını bir bir çözüme kavuşturmanın mutluluğunu yaşamak..." diye devam etmiş açıklamasına.
Der mi der…
Tekrar alalım: “…çalışanlarının yıllarca çözülemeyen ve adeta bir kangren haline gelen sorunlarını bir bir çözüme kavuşturma…”
Mesela hangi sorunlar?
Taşeronlaştırma.
Bu bir sorunmudur?
Evet, bu bir sorundur derseniz, bakarız nasıl çözülmüş…
2002 öncesi Sağlık Bakanlığında 11.000 taşeron sağlık işçisi çalışıyor, şimdi ise 120.000…
“…her tür ideolojiden uzak olmak…” bu olsa gerek.
Başka hangi sorunları var sağlık çalışanlarının?
İş yükü.
Bu bir sorunmudur?
Bakalım çözülmüş mü?
Hemşire sayısı bakımından:” ABD, AB ve OECD ülkelerinde hemşire başına düşen hasta sayısı 3 ile 5 arasında değişirken bu sayı ülkemizde ortalama 15 civarındadır. Dünya Sağlık Örgütü sağlık hizmetlerinin bilimsel ve kaliteli sunulabilmesi için hemşire başına düşen hasta sayısını 3 olarak belirlemiştir.”
Kim etmiş bu lafı? Sağlık Sen’in eski genel başkanı Dr Ahmet Aksu.http://www.sagliksen.org.tr/index.php?p=381&l=1  
Belki sayın Aksu, sayın Ülker kadar dahiyane fikirlere sahip olmadığından tekrar genel başkan olamamıştır, kim bilir.
Başka sorun?
Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet.
Belki bu çözülmüştür. 
Sağlık Bakanlığı ile ortak afiş yaptı ya Sağlık sen, belki vatandaş o afişlere bakıp vaz geçmiştir doktorların boğazına kalem saplamaktan.
Uygulanan sağlık politikaları her geçen gün daha fazla şiddeti beraberinde getiriyor. Başta hekimler olmak üzere tüm sağlık çalışanları hem fiziksel hem ruhsal hem sözel daha fazla şiddete maruz kalıyorlar. Biz bugün çok mutlu değiliz. Hekimler mutlu değil bu anlamda. Kimden şiddet göreceklerini bilmiyorlar, bu anlaşılır bir şey değil. Hekim, karşısındaki insanın acısını dindirmek için orada. Hastası ya da hasta yakını tarafından şiddete maruz kalması hiç anlaşılır bir şey değildir. Bu yaşanan, sağlık politikaları uygulamasının bir sonucudur" dedi.http://www.saglikpersoneliplatformu.com/haber/7209/hekimlere-yonelik-siddet-artiyor.html#ixzz1riljRBut
Mersin Tabip Odası Başkanı Tayyar Şaşmaz yapmış bu açıklamayı…
Ama şimdi Sayın Ülker; “Bu zat ‘…her türlü ideolojiden uzak değil…’ o nedenle böyle diyordur.”  deyip kabul etmeyebilir.
Başka birilerine kulak verelim.
Sağlık-Sen, sağlık çalışanlarına yönelik şiddete halkın bakış açısını değerlendirmek amacıyla bir araştırma yaptı. 12 ilde bin 260 kişi üzerinde yapılan araştırmanın çarpıcı sonuçlar içerdiği görüldü.”
Bak Sen, bu kangrende ‘…bir bir çözüme kavuşmanın..’ mutluluğunu yaşayamamış…
Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş, sağlık kurumlarında yaşanan şiddet olaylarının artık ciddi boyutlara ulaştığını belirterek önümüzdeki günlerde Sağlık Bakanlığı ve Hayasad ile birlikte sağlıkta şiddeti önleyici adımlar atılması için bir eylem planı oluşturacaklarını vurguladı.
(Bu Hasayad nedir konusuda ayrı bir yazının konusu olsun.)
Sanırım Sağlık Sen’in bu genel başkanının da koltuğu pek sağlam değil, zira Yüksel Ülker kadar bilimsel yaklaşamıyor... Sorunları ‘…bir bir çözüme kavuşturma…’ konusunda pek iyi değil…
Başka hangi sorunlar var kangren?
Fazla çalışma, angarya, mobbing, özelleştirme, sağlıkta ticarileşme, ücretlerin düşüklüğü, bulaşıcı hastalıklar… say say bitmez…
Beklide yine bunları sayarak çok SES çıkarıyoruzdur, ama unutmayalım, büyük veciz ustası, yüksek sendikacı, en yetkili, bilim insanı, realist başkan Yüksel Ülker’in dediği gibi: “Davulun içi boş…”
Bir de davulla ilgili ne vardı?
"Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az."mıydı neydi…
Aman her neyse…
Sağlıcakla…

http://www.salihligazetesi.com/haber/8397/ulker-davulda-cok-ses-cikarir-ama-ici-bostur.html

Hiç yorum yok: