30 Eylül 2014 Salı

Birleşik emek hareketi için soru soralım...


5
 Geçen hafta bu kentte, tüm yurtta olduğu gibi, bir günlük bir Eğitimci Grevi yaşandı.

24 Eylül Çarşamba günü, tüm yurtta olduğu gibi Manisa’da da Eğitimciler alanlara çıktı taleplerini haykırdı.

Eğitim işkolunda örgütlü dört sendikadan üçü: Eğitim Sen, Türk Eğitim Sen ve Eğitim İş Grev’e gitti.

Saat 10.30’da Eğitim Sen, kendi bürosu önünde toplandı ve Manolya meydanına yürüdü, saat 11.15’de de burada basın açıklaması yaptı.

Ne dedi Eğitim Sen?

AKP Hükümetinin eğitime, eğitim ve bilim emekçilerine yönelik saldırılarına dur demek ve bir kez daha uyarmak için, öğretmene rotasyon, kadrolaşma, performans, anadilinde eğitim hakkını kullandırmama, özel okullara kaynak aktarma, eğitimdeki dinselleştirme, güvencesiz, kuralsız ve angarya çalışma, üniversitelerdeki akademik özgürlüğü ortadan kaldıran uygulamaları karşısında taleplerimizi gerçekleştirmek amacıyla” Grevdeyiz…

Ardından Türk Eğitim Sen’i gördük Manolya Meydanında…

Eğitim Sen alandan ayrılırken onlar geldi Manolya’ya…

Basın açıklamalarını okudular…

Bugün, dediler, Yandaş yönetici atamalarına hayır demek için, Sendikamızın nöbet ücretleri ile ilgili 6 saat ek ders talebinin yerine getirilmesi için, Eğitim çalışanlarının ekonomik ve sosyal hakları için, İlk defa alamadığımız enflasyon farkı için, Üniversite çalışanlarının ekonomik ve sosyal hakları için, 4/C’lilerin kadroya alınması için, taşeronlaşmaya karşı durmak için, Akademik zam sözünün yerine getirilmesi için, Özel okulları teşvik edip, imkânsızlıklarla cebelleşen devlet okullarına üvey evlat muamelesi yapıldığı için, Öğretmenlerin ve diğer eğitim çalışanlarının kaybettiği itibarları için, daha demokratik üniversite için alanlardayız!

Alanda en son Eğitim İş’i gördük.

Ulusal, kamusal, çağdaş, bilimsel, demokratik, laik eğitim hakkı için…

Siyasi iktidarın Cumhuriyet devrimlerine karşı ideolojik yapılanmasını, eğitimin özelleştirilmesini, yandaş öğretmen atamalarını, okullarımızın medreseleştirilerek eğitimin gericileştirilmesini protesto etmek için…

Sıraladılar taleplerini…

Aslında Grev gününün en anlamlı sorusu Eğitim Sen üyesi bir öğretmenden geldi…

Eğitim Sen başkanı, Eğitim Sen bürosu önünde toplanan üyelerine Grev programını anlatmak amacıyla hitap ederken, diğer sendikalarla ortaklaşamadıklarını da söyleyiverdi cümle arasında…

Tam bu anda arkalardan bir kadın öğretmen: “Neden?” diye feryat etti.

Soru net olmasına rağmen geçiştirilir gibi olunca da devam etti sormaya:

“Nedenini öğrenebilir miyim?”

Çok ayaküstü bir durumdu ve Eğitim Sen başkanı haklı olarak çok ayrıntıya girmedi ama soru çok can acıtıcı ve hiç yorulmadan sorulması gereken bir soruydu bence…

Neden?

Soru sormak yol açmaktır, çünkü...

Bence o kadın öğretmen en can alıcı soruyu o gün orada sordu ve tüm eğitim çalışanlarının hatta tüm kamu emekçilerinin bu soruyu, tekrardan ve en gür sesle sormalarının vaktidir.

Neden?

Neden ortak talepler etrafında birleşemiyor sendikalar?

Evet, bir sendika, “Ulusal Eğitimi” vazgeçilmez bulurken, bir diğeri “Anadilinde eğitim hakkı” talebini dillendiriyordur.

Hangisi doğrudur, hangisi yanlıştır tartışılabilir. Ama neden ortak talepleri, en azından talepleri hedefleyen bir ortaklaşma sağlanamaz?

Nedeni uzun uzun tartışılmalı ve bütün kamu emekçilerinin anlayacağı berraklıkta ortaya konmalıdır.

Aksi halde, herkes kendi küçük adacıklarını kurtarmaya devam ettiğini sanmaktan öte bir iş üretemeyecektir.

Artık kamu emekçilerinin, neden bir işkolunda birden çok sendika var, sorusunu sormalarının günü gelmiştir.

İster işçi olsun ister memur, eğitim işkolunda kim çalışanların insanca yaşayacak bir ücrete kavuşmasına hayır diyebilir?

Kim adil ve liyakate dayalı bir yönetici seçimini istemeyiz diyebilir?

Soruları çoğaltmak mümkün, yukarda da yazdım: Soru sormak yol açmaktır.

Doğru soru sorulmuştur, yol açılmıştır.

Bu günden sonra üstümüze düşen bütün emekçilerin, işçilerin birleşik mücadelesini örgütlemek ve bu yolda ilerlemektir.

Sağlıcakla…

Hiç yorum yok: