28 Eylül 2015 Pazartesi

Ders zilleri yeniden...

“İlköğretimin önemini anlatıyordu öğretmen; İlköğretim ücretsiz, dedi…
 Çocuk çantasındakileri düşündü; defteri, kalemi, kalemtıraşı, silgiyi…
Ok gibi fırladı yerinden: Öğretmenim kırtasiyeci bizi kandırdı, hepsinden para aldı.”
Oğlumun ilkokuldayken severek okuduğu bir şiirden aklımda kalan dizeler bunlar…
Ok gibi fırladı yerinden derken nasılda heyecanlanırdı canım oğlum…
***
Kolay değil.
Defterin, kalemin, silginin ücretli olmasını sorguluyor…
Sorgulayan, sorgulatan bir eğitim sisteminin son yıllarıydı o yıllar.
Şimdi ilköğretimde çocuğu olan bir aileye sorun bakalım ne anlatacak size?
İlköğretim ücretlimi değil mi diye…
“Koleje verdik biz.”
Kolejde ne havalı kelime… İnsanın çocuğunu koleje veresi geliyor.
“Ne yapalım dershaneler kapandı, nasıl hazırlanacak bu çocuk?”
Öyle ya; nasıl hazırlanacak bu çocuk?
Neye?
Lise hazırlık sınavına…
***
Liseye hazırlanılarak giriliyor bu ülkede…
Hemde ne hazırlık, kimi ana babalar uzman eğitimci oluyorlar bu sayede.
Hangi okul hangi yüzdelik dilimden alıyor, kim kime ne demiş…
Bir yanda, derslerinin yarısı boş geçen…
Dolu olan derslerde de ilgisiz branş öğretmenleri ile hasbıhal edilen bir sınıfta geçen yıllar…
Diğer yanda ise, özel okul (Kolej mi demeliydim?), dershane ve özel derslerle hazırlanılarak geçirilen bir okul…
Ve finalde bu iki gurup öğrencinin eşit(!) yarışı sonucu belirlenen liseler…
***
Devlet destek veriyormuş özel okula çocuğunu verene.
Misal sen çocuğu okula verdin diye üç bin yedi yüzeli tele devletten…
Ama özel okula verirsen…
Devlet okuluna verirsen yok…
Devlet okuluna verirsen sen veriyorsun katkıyı…
Şimdi Milli eğitim bu yazıya cevaben “Devlet okullarında katkı alınmamaktadır.” da der a siz takılmayın o kısma… Verdiğiniz katkıyı bilirsiniz zati doğrulamaya lüzum yok.
***
Özel okula devlet katkısı, düğün takısı gibi bişey…
Damadın kayın validesinden geline, üç bin yedi yüzeli alaman dinarı…
Afyon dinarı değil alaman dinarı…
Öğretmeni olmayan, sobası yanmayan, tebeşiri alırken zorlanan binlerce okulu olan devletten özel okula katkı…
Ne demiş şair; üç bin yedi yüz elli alaman dinarı ve bir papatya ne kadar uzağı görebilirse…
Hadi bakalım…
***
Bu hafta eğitim ve öğretimin başladığı hafta…
Başta atanamayan öğretmenler olmak üzere, koltuk altında tezekle okula gitmek durumunda kalan köy öğrencilerinin…
Bir sınava her türlü imkânsızlıkla; bin bir türlü imkân ve olanakla hazırlanarak giren ve adına yarış denen bu sistemin mağduru tüm öğrencilerin…
Özlük haklarında yaşadıkları her türlü kayba ve idarecilerden gördükleri bin bir türlü baskıya rağmen okullarına gitme heyecanını yitirmeyen eğitim emekçilerinin…
2015-2016 Eğitim Öğretim Yılını Kutluyorum…
Sağlıcakla…

Hiç yorum yok: