17 Eylül 2015 Perşembe

KESK 8. DÖNEM 2.DANIŞMA MECLİSİ İZLENİMLERİM...

KESK Danışma Meclisi 11–12–13 Eylül günlerinde Ankara Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfında toplandı.
—Pardon, bişey sorabilirmiyim? —Buyrun. —Konuşmacı sıralamasını açıklayabilirmisiniz? —12 kişi var. … Diyalog burada kesildi. Oysa soruyu soranın; kaç kişi var diye sormadım, konuşmacıların sıralamasını sordum, demesi gerekirdi, demedi. İşte bu diyalog KESK Danışma Meclisinin küçük bir özeti aslında. Pardon diye ayağa kalkan arkadaş kaç kişi var diye sormuyor, ancak burada ilginç olan soruyu soranın almak istediği cevap konusunda ısrarcı olmaması. Kendisine ne zaman sıra geleceğini öğrenmek istiyor, ama verilen cevap bu merakı giderici nitelikte değil. *** Bir başka konuşmacı kürsüye geldiğinde ise; “Aslında bu kadar çabuk sıra geleceğini düşünemedim, o yüzden biraz hazırlıksız oldu. Kusura bakmayın.”diyor. Bir konuşmacı ise ismi okunduğunda salonda değildi ve birazdan geldiğinde de şakayla karışık konuşma hakkının sonlara ertelendiği söylendi kendisine… Kim bilir belki lavaboya falan gitmişti ve ne zaman sıra geleceğini biliyor olsaydı ona göre ayarlayacaktı kendisini. Bunları niye yazıyorsun, neye faydası var? Diye soranlara açıklayayım. Soru sorulduğunda cevap alınmalı bence. Bir meclis topluyorsa bir konfedarasyon, mış gibi olmamalı bu, hakkı verilmeli, en azından eldeki imkanlar azami kullanılmalı… Varsayalım İsmail Karakteri vardır Ferhan Şensoy’un, adın ne diye sorulduğunda: “Varsayalım İsmail, diye cevap verir, devamında da, neye faydası var?” diye sorar. İşte KESK Danışma Mecliside varsayalım bir meclis olmaktan öteye gidemedi bence. Neden diyenler için açıklayayım. Bir toplantıdan veya meclisten ne umulur? Belirlenen gündeme uygun bir tartışmanın yapılması, sorunların tespit edilmesi ve ileri ki döneme ilişkin nasıl bir yol izleneceğine dair bir yol haritasının belirlenmesi… Gündem neydi? Geçmiş sürecin değerlendirilmesi ve önümüzdeki dönemin planlanması… Danışma meclisinin yılda bir kez toplandığını düşünecek olursak 2014 Eylül–2015 Ağustos döneminin bu değerlendirmenin konusu olması gerekirdi. Yapılabildi mi? Kesinlikle hayır… Ne şube başkanlarının böyle bir hazırlığı vardı ne de MYK’nın… Üç gün sürmesi planlanan bir meclisten bahsediyoruz ama meclis katılımcılarının sadece dörtte biri gelmiş. Salonda bulunan bu dörtte bir katılımcının da bir kısmının akıllı telefon baktığını, bir kısmının gazete yada az önce dağıtılan faaliyet raporu ve hak ihlalleri raporunu okumaya çalıştığı, bir kısmının uyukladığı, konuşmak için isim yazdırmış olanların ise ne konuşacaklarını not aldıkları bir ortam. Sen hangi guruptaydın, diye soracak olursanız. Ben faaliyet raporu okuyan ve ne konuşacağını not alan kısımlar arasında gidip gelmekteydim. Aslında itiraf edeyim, ara sıra da akıllı telefon karıştırıp, gazete de okudum. *** MYK’nın hazırladığı bir faaliyet raporu tutuşturuldu salona girerken elimize. Toplantı öncesi bir konuşma planlamamış olmama rağmen bu faaliyet raporunu okumaya başladıktan sonra fikrim değişti. Çünkü faaliyet raporu tam bir muamma raporu halindeydi. Faaliyet raporundan birkaç örnek vereyim. *** “… basın açıklamasına eş genel başkan katıldı.”Tam kırk bir kez… Hangisi acaba? *** ”ESP etkinliğine katılım sağlandı.” Hangi etkinliğine? Katılımdan ne kast ediliyor? *** “Alevilerin etkinliğine katılım sağlandı.” Aleviler diye bir kurum mu var? *** “… etkinliğine eş genel başkan ve MYK üyeleri katıldı.” İyi de eş genel başkan MYK üyesi değil mi? MYK üyeleri hangileri? *** Birde çeşitli kısaltmalar yapılmış faaliyet raporunda, çoğu biliniyor ama ya bilinmeyenler? Örneğin “KÖM” *** “… etkinliğe eş genel başkan ve uzman katıldı?” Gençlerin diliyle söylenecek olursa: Uzman derken? Ne uzmanı? Adı ne? *** “…. etkinliğine eş genel başlan ve tercüman katıldı.” *** “ILO nun toplantısına katılım sağlandı.” Toplantının konusu ne? Ne götürdünüz, ne konuşuldu, ne alıp getirdiniz? *** En sonunda da eş genel başkan Şaziye Köse bir toparlama yaptı. Salonda konuşulandan o kadar uzak, sorulan sorulara cevap olmayan cevaplar, dinledik ve sustuk… İşte faaliyet raporundan ve konuşmacıların azlığından, toparamadan da anlaşılacağı üzere üç gün boşu boşuna geçti gitti. Benim yazıda biraz “mış” gibi oldu ama kusura bakmayın bu kadar toparlayabildim… Sağlıcakla…

Hiç yorum yok: